Orta Asya’dan Anadolu’ya Bir Lezzet Köprüsü: Türk Dünyası Mutfağı
Mutfak, bir milletin sadece karnını doyurma biçimi değil; tarihinin, coğrafyasının ve misafirperverliğinin en somut yansımasıdır. Bugün sizlerle, Kırgızistan-Türkiye Manas Üniversitesi’nin büyük bir emekle hazırladığı ve Cumhuriyetimizin 100. yılına ithaf edilen "Türk Dünyası Mutfağı" adlı kıymetli eser ışığında, geniş bir coğrafyaya yayılan bu eşsiz lezzet yolculuğuna dair notlarımı paylaşmak istiyorum.
Türk dünyası dediğimizde; Kırgızistan’ın yaylalarından
Özbekistan’ın kadim şehirlerine, Azerbaycan’ın bereketli sofralarından
Anadolu’nun zengin mutfağına kadar uzanan devasa bir haritadan bahsediyoruz. Bu
kitap, bu geniş coğrafyanın mutfak kültürünü altı ana başlıkta toplayarak
bizlere sunuyor:
1.
Kırgız
Mutfağı: Hayvancılığın ve göçebe kültürün
izlerini taşıyan Kırgız mutfağında; Kuzu-Karta Beşparmak,
Kuurma Kesme ve meşhur Oromo gibi hamur işi
ve etin muazzam uyumu ön planda.
2.
Türkiye
Mutfağı: Selçuklu ve Osmanlı mirasından
süzülen, zeytinyağlılardan kebaplara uzanan geniş bir yelpaze. Tarhana Çorbası’ndan Hamsi Pilavı’na, İmambayıldı’dan Kazandibi’ne kadar
Anadolu’nun her köşesi ayrı bir hikâye anlatıyor.
3.
Kazak Mutfağı: Atlı göçebe geleneğinin en saf hali. Beşparmak, Kazy ve sofraların
vazgeçilmezi Bavursak gibi lezzetler Kazak mutfağının temel
taşlarını oluşturuyor.
4.
Azerbaycan
Mutfağı: Baharatların ve taze otların
dansı. Piti Çorbası, Dovga ve sunumuyla
göz dolduran efsanevi Şah Pilavı bu mutfağın neden bu
kadar özel olduğunu kanıtlıyor.
5.
Özbek Mutfağı: İpek Yolu'nun kalbinden gelen bir zenginlik. Fergana Pilavı, Kazan Kebap ve Mastava gibi yemekler, Özbek mutfağının ustalığını
yansıtıyor.
6.
Türkmen
Mutfağı: Çektirme, Dograma ve kendine has ekmek çeşitleriyle Türkmen
sofraları, sadeliği ve lezzeti bir arada sunuyor.
Kitabın önsözünde de belirtildiği gibi, gastronomi artık sadece bir yemek yeme eylemi değil, ülkeler arasındaki diplomatik ve kültürel bağları güçlendiren bir yumuşak güç. Türk dünyasının mutfaklarını tanımak, aslında birbirimize ne kadar benzediğimizi ve aynı kökten nasıl farklı ama bir o kadar uyumlu dallar çıkardığımızı görmek demek.
Sofralarımızda kullanılan malzemeler, pişirme
teknikleri ve yemekle ilgili geleneklerimiz (sofra duası, misafir ağırlama
adabı gibi) bizi birbirimize bağlayan görünmez bağlardır.
Kırgızistan-Türkiye Manas Üniversitesi'nin hazırladığı
bu çalışma, sadece tariflerden oluşmuyor; aynı zamanda bir kültürel envanter
niteliği taşıyor. Eğer bir gün yolunuz bu coğrafyalara düşerse veya
mutfağınızda yeni bir Türk dünyası lezzeti denemek isterseniz, unutmayın ki her
lokmada binlerce yıllık bir tarih saklı.
Kitabın editörleri ve hem de yazarları olan Nurudin
KIDIRALİYEV ile Ümit SORMAZ’ı; yazarları Sapargül TURDUBEKOVA, Gülmira SAMATOVA,
Dinara İSAKOVA ve Nadira TURGANBAEVA’yı tebrik ederek alkışlıyorum,
emeklerinize sağlık.
.jpeg)
.jpeg)
Yorumlar
Yorum Gönder
Yorumunuz için teşekkürler...