Osman GÜLDEMİR

Sevgili okurlar, hatırlarsınız ki daha öncede sanat sergileri üzerine birçok yazı yazmıştım. Bu yazımı da yine benzer şekilde diğer sanat dalları ile yemeğin ilişkisine örnek vermek amacıyla değerlendiriyorum... 20 Haziran Cuma günü Anadolu Üniversitesi , Güzel Sanatlar Fakültesi mezuniyet sergisi açıldı. Her ne kadar hava yağışlı olsa da, sonraki günleri bekleyebilme sabrını kendimizde göremeyerek, bütün yılın sergilenmeye değer sanatsal ürünlerinin keyfini sürmeye gittik. İyiki de gitmişiz ki, yemekle ilgili birçok eseri de gözlemleyebilme fırsatımız oldu. Sergide seramikten cama, grafik tasarımdan heykellere ve resimlere kadar yüzlerce obje bulunmaktaydı. Abartmıyorum, bu işlerin sahipleri alkışlanmayı hak ediyorlar. Hocalarını ve tabiki kendilerini tebrik ediyorum. Ama özellikle aşağıda eserlerinin fotoğraflarını paylaştığım kişileri ayrıca kutluyorum! Zihinlerine, emeklerine sağlık...

Sevgili okurlar, bu günlerde yağışların ardından yükselen hava sıcaklığıyla başa çıkmak için doğal ve serinletici içeceklere koşuyoruz. Yapımı kolay ve oldukça ekonomik olan limonata yıllardır bunun başında geliyor. Aşağıda tarifini verdiğim şekli bolca taze nane içerdiğinden içtikçe ayrıca bir ferahlama da sağlıyor. Arzu ederseniz macun halini hava almayacak şekilde uygun bir kavanozda saklayıp, ihtiyaç duyduğunuz vakit sulandırarak tüketebilirsiniz. Afiyet olsun. Sağlıklı ve lezzetle dolu bir yaz geçirmeniz dileklerimle! Malzemeler   (Yaklaşık 10 porsiyon)                                                       Limon 8 adet (500 g) Yıkanmış Portakal 1 adet (125 g) Yıkanmış Su 6 su bardağı (1,2 lt) Yumuşak, içmeye uygun Toz şeker 1,5 su bardağı (270 g)                                                               Taze nane ½ demet (25 g) Yaprakları ayıklanmış ve yıkanmış Hazırlanışı Limonların ve portakalların bir kısmının sadece sarı ve turuncu kısımları

“ Büyüme ve engellerin aşılması kişinin ruhuna çizilidir. ” Japonya’da uzun süre çok satanlar listesinde olan “Mutfak” isimli bu kitap iki öyküden oluşuyor. Yazar BananaYoshimoto ’nun akıcı ve yalın üslubu, ayrıca öykülerin oldukça kısa olması bir lokmada okumanızı olanaklı kılıyor. İlk öykü mutfağın fiziksel nitelemeleri ile başlıyor. Ana karakter Mikage bu alandan o kadar övgülerle bahsediyor ki sizde belli bir süre sonra ister istemez, aynen onun gibi “ Eğer mutfaksa, ‘Ne güzel ’ ” diye düşünüyorsunuz... Mutfak Mikage çok küçükken anne ve babası ölür. Onu büyükbabası ve büyükannesi büyütürler. Ama o kadar acı ki Mikage henüz ortaokula giderken büyükbabası ve genç yaşındayken de büyükannesi vefat eder. Hayatta yapayalnız kalır. Büyükannesinin ölmeden önce sevecenlikle yaklaştığı Yuichi ve annesi onu kendileriyle kalmaya ikna ederler. İlk başta pek kafasına yatmasa da; mutfak sevdası yüzünden, yani yemek yapma aşkıyla orada kalır. Yuichi’nin annesi Eriko’nun gece