Fettan vişne, günahkâr elma

Ne kadar sempatik ve çekici bir başlık değil mi? Bu yazımız bitirmek üzere olduğumuz eğitim öğretim döneminin serbest okuma kitabı olan “Fettan vişne, günahkâr elma” üzerine. Değerli öğrencilerimiz kitabı okuduktan sonra kendi zihinlerinde, gözlerinden samimi değerlendirme yazıları yazdılar.

Yazar Ayşe Kilimci’nin edebi alıntılar ve yaşamından anılar ile harmanladığı samimi eseri bir nefeste okunabilecek lezzette. Ancak okuyucunun zaman sıkıntısı varsa aralıklı ve uzun vadede de okumaya oldukça müsait. Çünkü bu kitap minik bölümlerden oluşuyor, tek tek, parça parça da okumak oldukça keyifli.

Eserde Bedri Rahmi’den Dionisos’a, şenliklerden ritüellere; paça çorbasından Türk kahvesine; cevizden bala; şeftaliden eriğe, Frenk incirine, elmaya, nara, kiraza ve vişneye; diyete ve beslenmeye; aşureden helvaya; Havva’dan Adem’e insanların örtündüğü ilk elbiseye kadar keyifli anlatılar var. Yine okunur, okuyoruz diyoruz. Ve yazarın “Mutfak ve ocak başı zaten denek taşı ve cesur kişinin harcı.” son cümlelerinde vurguladığı kitabını heyecanla bekliyoruz.

Öğrencilerim de şahane yazılar yazdılar ama tabii hepsini buraya aktarmak doğru olmayacağı için ufak alıntılar yaparak sizlere de iyi okumalar diliyorum.


 

“Kitapta meyvelerin hikayesini, nasıl yetiştiğini, eskiden adının ne olduğunu, farklı kültürler için meyvenin önemini öğreniyoruz.”

Abdullah GARİP

 

“Ayşe Kilimci’nin öyle bir dili var ki; okurken hem karmakarışık hissediyorsunuz hem de karmakarışıklığın içinde türlü manalar buluyorsunuz. Tüm meyvelerle olan geçmişi onlara yüklediği anlam çok ilgi çekici.”

Ayşe Gizem ACAR

 

“Ayşe Kilimci’nin yazmış olduğu bu kitap bizi bir nevi meyvelerin dünyasına farklı bir bakışla serüvene yolluyor.”

Aras ORTAASYALI

 

“Ayşe Kilimci’nin bu keyifli eserinde okurlara meyvelerin hikayesini kendi anılarıyla harmanlamakla kalmayıp mükemmel teşbihler ve tamlamalarla okuyucuyu hiç yormadan, bu lezzetli yolculuğun içine çekiyor.”

Ahmet Alp AKAR

 

“Edebiyatta ise güzelliği en iyi tasvir edenler de yine yiyeceklerdir. Kiraz dudaklı, elma yanaklı, baldan tatlı vs örnekleri vermek ve çoğaltmak da mümkün.”

Ayça DEVECİ

 

“Meyveler sofralarımız da her çeşitte karşımıza çıkmakta çorbasından ana yemeğine tatlısından içeceğine meyveler hayatımızın her yerinde. Biz mutfak çalışanlarının bu kadar çeşit meyveye sahip olması yaratıcılık konusunda önünü baya açıyor.”

Anıl DEMİRTAŞ

 

“Her meyvenin o kadar çok şeye faydası varmış, o kadar çok aşka, ayrılığa, kavgaya şahitlik etmişler ki kitaba devam etmekten kendimi alı koyamadım.”

Alperen GEMİCİ

 

“Ağzının tadını bilen yazarımız bizlerin de ağzının daha kaliteli olmasını amaçlamış. Hem bilgilendirip hem geçmiş anılarına götürmüş. Meyve şekeri kadar tatlı anılarını ve deneyimlerini bizimle seve seve paylaşmış.”

Ali ALİOĞLU

 

“Kitabın başlıkları gerçekten çok eğlenceli ve alaycı bir şekilde düşünülmüş, mesela ‘Yaşasın armutlar ve ağzının tadını bilen ayılar’(syf.87). Beni gülümseten bir başlık örneğiydi.”

Ali AYAZ

 

“Yazarımız eserinde hemen hemen herkesin bileceği coğrafyamızdan meyveleri konu almış ve bunlara çeşitli ve farklı anlamlar yüklemiş. Kimisi bereketin simgesi, kimisi saflığın, kimisi de tutkunun aşkın ve daha nice anlamın, duygunun…”

Ali AY

 

“Ayşe Kilimci'nin çok samimi bir dille ele almış olduğu bu eserde içerik meyvelerden oluşmaktadır. Yazar, kitapta bahsetmiş olduğu meyvelerin içeriklerinden ziyade kendi geçmişindeki kullanımları ona hatırlattıkları ve hatıralarından bahsetmiştir.”

Ahmet Salih YILDIRIM

 

“Kitabı okurken hem bilgi edinebiliyorum hem de yüzüm de bir gülümseme oluşuyor. Yazar hoş bir esprili dil kullanmış kitabında. Çok akıcı ve bir çırpı da kolayca okuyabileceğiniz bir kitap.”

Bilge Berfin AKTAN

 

“Sadece meyvelerden değil de anlattığı meyvenin yararlarından da bahsetmesi; meyveleri yemeklerimize, tatlılarımıza nasıl uyarlayacağımıza dair bilgiler vermesi ve bunu doğrudan değil çevresindeki insanlar üzerinden yapması hoş bir anlatım katmış.”

Ekin Sude ERGEL

 

“Yaşanmışlıklar, hayat tecrübeleri para karşılığında satın alınamayacak şeylerdir. Ancak benim fikrimce bu kitap, anılardan arındırılmış bir biçimde sağlığın el kitabı tarzında yazılmalıydı.”

Caner KIRMIZI

 

“Ben sıra sıra meyve ağaçlarının olduğu bir bahçede büyüdüğüm için kitapta anlatılan çoğu meyveye yabancılık çekmedim. Ancak ne kadar meyveler içerisinde bulunursak bulunalım onlardan ne kadar az faydalandığımızı fark ettim. Biz meyveleri sadece hoşaf, reçel ve marmelat yapımında kullanıyoruz.”

Cansu ALTINSOY

 

“Özellikle ‘yakut çıkısı nar’ hikayesinin içinde Ankara’da yaşadığı olayı anlatması, hem dönemin şartları hakkında az da olsa bilgilendirici hem de eğlenceliydi.”

Damla AKBULUT

 

“Ayşe Kilimci’nin meyvelerin hikayesini anlattığı bu kitaptan oldukça etkilendim ve meyvelerin hiç bilmediğim bir sürü faydalarını ve tabi faydaları kadar bazı zararları da olduğunu öğrendim.”

Cansu ÖZKAN

 

“Özellikle o Ayvalık’ın meşhur yağlı tuzsuz lorunu çok merak ettim. Nasıl bir lezzetse her meyveyle olmuş neredeyse.”

Dilara TUNÇ

 

“‘Meyveler iyi ki bizim onları sevdiğimiz gibi değil, daha fazla seviyor bizi...’ Ne kadar basit ama hoş bir söz. Onların değerini bilemediğimizi sağ olsun Ayşe Hanım hatırlatmış bolca bize. Yediğimiz meyvelerin türünü bile bilmemek ne kadar ayıp geldi şimdi bana.”

Buket AKCAN

 

“Meyveler bazen bir husumete bazen güzel dostluklara bazense hatırımızda güzel anılara başrol olurlar. Çocukluğumuza uzanan bir köprü tadıyla büyüleyen bir nimet.  Paylaşırsak çoğalacak kendimize sakladıkça mesafeyi açacak kadar karmaşıktır meyveler.”

Elif nur KENAR

 

“Bu kitabın tam bir meyve cenneti olduğunu düşünüyorum. Güzel şiirler yazılmış, lakaplar takılmış, methiyeler dizilmiş bir sürü meyveyi anlatıyor yazar. Anlatmakla da kalmıyor tarifler de veriyor aynı zamanda.”

Ceren AYDOĞAN

 

“En çekici bulduğum kestane oldu, diken mantolu Madonna yani.”

Emin Eren GENÇ

 

“Ceviz umudun, direnişin, çalımın, soyluluğun simgesiydi. Üzüm asması da bağcının gözünün yaşına bakmazdı. O halde ceviz hayırlı bir meyveydi, üzüm vicdansız.”

Dilan ATEŞ

 

“Meyvelerden bahsedişi sürekli eskiye olan bir özlemi var gibiydi. Ve bize tarıma, kendi yiyeceğimizi yetiştirmeye teşvik etmek isteyen bir hali vardı kitabın. Biz zaten meyve, sebze ve baklagilleri kendimiz yetiştirdiğimiz için anlattıkları o kadar da yabancı gelmedi.”

Emine Gökçe SAĞDIÇ

 

“Fettan vişne, günahkâr elma kitabı ilk görünüşte bile adıyla ilgiyi üstüne toplayan ve merak uyandıran bir kitap olmuş.”

Esma SARI

 

“Neden insanları hep meyveye benzetiriz? Kiraz dudaklım, elma yanaklım gibi benzetmeler kullanırız çünkü meyveler sadece meyve olmadığı için.”

Emirhan METİN

 

“Fettan vişne, günahkâr elma... Vişne fettan, elma günahkâr olur mu demeyin. Biz de diyorduk olur mu, olmaz mı? Oluyormuş işte. Öyle bir kitap ki elimizdeki sanki biz onu okumuyoruz, o kendi kendine anlatıyor bize her şeyi.”

Ezgi YELYARAN

 

“Yazarın Cemal Türkan hocamızdan kestaneyi anlatırken söz etmesi ile içimizde bir hüzün oluşturdu yalan dünyada bu meyvelerle mi avunuyoruz belki de bizi kandıran bu meyvelerin lezzeti yoksa dünya çekilmez olurdu saygı ve rahmetle anıyorum…”

Fatmanur ÖZDEN

 

“Kimi meyve şiirlere kimi meyve türkülere kimisi de farklı düşlere konu olmuş.”

Esma Betül DURMUŞ

 

“Nazım Hikmet’in dizelerine konuk olan ceviz, Pamuk Prenses masalının günahkâr elması, Eyuboğlu ustanın dudakları yakan masmavi erikleri…”

Gökçenur AKBAŞ

 

“Kitabın giriş bölümü olan ‘meyveleri takdimimdir’ bölümünde meyvelerle ilgili hoş kişileştirmeler içeren şiirlerle başlangıç yapan yazar, kitabın geri kalanında her meyve için ayrı bölümler ve yine güzel kişileştirmeli başlıklarla devam ediyor.”

Gencay AKTAN

 

“Bölüm bölüm meyveleri ele alıyordu, yazarın bu meyveler hakkındaki görüşlerini edebi bir dille aktarmaya gayret ettiği aşikardı, hatta bunu bir üst seviyeye taşıma amacıyla sık sık şairlerden ve yazarlardan alıntılar yapıyordu. Meyveleri anlatırken bir yandan da konuyu yaşamına getirip geçmişinden kesitler sunuyor, okuyucuya o meyveyle ilişkisinden ve yaşanmışlıklarından bahsediyordu.”

Furkan ŞEKER

 

“İnce ve uzun diye pek bilgi içermiyor demeyin, çünkü yazar kendi anıları ve gözlemlerini anlatmakla birlikte meyvelerin tarihinden parçalara, tüketim şekillerine, hatta hasadına bile değiniyor.”

Fatma Binnur ARSLANHAN

 

“Tabii ki meyveleri çoğu kişi gibi bende severim ve meyvelerden bahsediş şekli, onları benzettiği insani özellikler çok hoştu.”

Habibe MENEKŞE

 

“Çeşitli meyvelerin birçok farklı adla, toplanış şekline, milletlerin onlara olan bağlılığına, onu nasıl sembolleştirdiğine, sağlıkta nasıl kullanıldığına, neyi simgelediğine, o meyvelerle neler yapılacağına, neye yakıştığına ve nasıl saklayabileceğimize değinmiştir.”

Melisa ALTUN

 

“Kimin aklına gelirdi ki elmaya günahkâr demek? Belli ki Ayşe Kilimci’nin aklına gelmiş. Bu kitapta kendi hayatını da anlatmış satır aralarında. Hastanede çalıştığından, Mersin'de kreş açtığından hatta eşinin ailesinin Tarsus ‘ta olan bahçesinden bile söz etmiş.”

Miraç Ezgi AVCI

 

“Meyveler korosundan muhabbet makamında şarkılar dinlemek isteyenlerin okuması gereken bir kitap olmuş. Kitabı okurken, beni meyvelerin dünyasında bir yolculuğa, bazı hayallere sürüklüyor.”

İsmail Hakkı Koray TOPÇU

 

“Kitabı elime ilk defa aldığım da ‘günahkâr elma’ diyor, kesin Âdem ile Havva’dan bahsedecek, elmayı yerecek diye düşünmüştüm. Sanırım birazda kapağının etkisi vardı. Lakin yazarın insanı ters köşe eden bir yanı var.”

Melek BİLTEKİN

 

“İnsanoğluna büyük bir lütuf olan meyve, meyvelerimiz. Yazarın da bahsettiği gibi meyve tüketerek cennetin en güzeline girmek kimisi için abartı gelebilir. Vardır mutlaka çevremizde meyve deyince burun bükenlerimiz. Tüketimi kimimize ihtiyaçtan kimimize şölen, orası tartışılır.”

Kıymet RENÇBER

 

“Kitabı ilk elime aldığımda kitabın dış görünümünde insanı heyecanlandıran havası kitabın içeriğine merak uyandırdı.”

Hacer İŞCAN

 

“Bugüne kadarki eğitim-öğretim yıllarımın hepsinde bütün öğretmenlerim, bütün hocalarım zorunlu okuma kitabı verdi. Sayamayacağım kadar uzun yıllar ve birçok da kitap... Ama hiçbirini elimde kalemle, “A bu lazım olur kenara hemen not edeyim” diyerek okumamıştım. Evet, tam olarak böyle okudum Ayşe Kilimci’nin Fettan Vişne, Günahkâr Elma adlı kitabını.”

İrem TEPEDELDİREN

 

“Bu eser meyvelerin güzelliğini ve derinliğini öyle güzel anlatıyor ki okurken sayfaları nasıl geçtiğinizi anlayamıyorsunuz adeta.”

İrem ALTUNDAĞ

 

“Daha sonra kitabımı açtım ve başlıklara şöyle bir baktım, anladığım kadarıyla kitap birçok meyve üzerine yazılmış edebi metinlerden oluşuyordu, belli bir olay örgüsü yoktu ve aslında bu durum ilgimin armasına sebep olmuştu çünkü uzun uzun olay örgüleri okumaktan da veyahut dizi ve filmlerde olay örgüsü izlemekten de yorulmuştum.”

İhsan ARIKAN

 

“Küçüklüğümden beri etçil değil meyve ve sebzeyle beslenen birisiyim, zaman zaman midemin neden eti sindiremediğini ve yedikten sonra rahat edemememe kızsam da açıkçası meyve ve sebzeyle beslenmek benim için daha zevkli.”

Hatice BAKIR

 

“Her ağacın yaprağıyla, meyvelerle yapılabilecek şeyleri bilmesi, hepsini denemesi sabır isteyen bir şey.”

Hüsnü Safa ÇANKAYA

 

“Bu kitabın başkahramanları meyvelerdir ve kısa ama birçok bölümden oluşan bu kitabın her bir bölümünde başka bir meyve hakkında hikâyeler ve onlarla yapılabilecek yemeklerden bahsediliyor.”

Harun EREN

 

“Kitabı okurken tek düşündüğüm bir insanın her meyveyle kayda değer bir anısı olabilir mi? Oluyormuş. ‘Atlayıp göremediğimiz, bu, belki bazısı gösterişsiz meyvelerin, bitkilerin, çalı ve otların farkına varın, doğa için çalışın ne olursunuz...’”

Hacer ÖZSARI

 

“Belki de bu kitapta sadece meyvelerin derinliklerine inmiyoruzdur. İnsanların derinliklerine iniyoruzdur. Siz ne dersiniz bilemem ama kitabı okuduğunuz andan itibaren kafanızda oluşan soruların cevaplarını yine kitabın içinde cevap bulacağını düşünüyorum.”

Nazlı ATMACI

 

“İçinde deneyebileceğiniz birçok tarif var. Meyveler nasıl da her yemeğe tat, her sofraya güzellik katmış. Her meyvenin soframıza gelmeden önce uzun ve zorlu bir yolculuğu var. O yüzden bu kadar şerefteler.”

Neslihan KARACA

 

“Kilimci, kitabında birçok meyveyi gerek kendi anıları gerek geçmişleri ve çoğunlukla kullanabilirlikleri yönüyle ele alıyor. Tabii Bedri Rahmi Eyüpoğlu'nun ve Karacaoğlan'ın meyveler hakkındaki dizelerini de unutmamalı.”

Reyhan YILDIRIM

 

“Bazı yerlerde, meyvelerin nasıl kullanılabileceği veya meyvelerin kökenleri hakkında güzel bilgiler vardı ama yukarıda da belirttiğim gibi kitabın büyük bir bölümünde meyveler gereksiz edebiyatın kurbanı olmuş.”

Remzi NİĞDELİOĞLU

 

“Kitaba başlamadan önce meyvelerin gayet ciddi bir şekilde tanıtılacağını düşünürken, yazarımızın sanki kendi arkadaşına meyvelerle ilgili düşüncelerini, anılarını anlatır gibi kitaba geçirdiğini gördüm. Sanki o hikayelerin içerisin de köşede duran biri gibiymişim hissi verdi.”

Orhan ÖRÇEN

 

“Akdeniz bölgesinde yaşamamın verdiği avantaj ile kitapta bahsedilen meyvelerin tarifini, yararlarını ve kullanım alanlarını okurken adeta o meyvelerin kokusunu ve tadını duyabildim.”

Rabia ZEVZİR

 

“Başlarda yazarın ne anlatmak istediğini anlamadım fakat okudukça meyvelere ağaçlara doğaya ve nimetlerine aşık bir kadın olduğunu fark ettim.”

Özge BARANSEL

 

“Yapılan benzetmeler ve kitabın sonlarında verilen fikirler, öneriler gayet güzeldi ama eski ve daha doğal halleriyle ilgili bölümler biraz üzücü bence çünkü gerçek olan bu.”

Oğuzhan ÜSTÜN

 

“Kitapta meyvelerin tarifleri o kadar gerçekçi ve hayalde canlandırılabilir bir şekilde anlatılıyor ki gecenin bir saati canımın Elma Dolması çekmesine sebep oldu. Bu yüzden sabah ilk iş pazara gidip elma ve taze kaymak aldım.”

Rezan GÜNGÖR

 

“Çilli çilek benim de en sevdiğim yaz meyvelerindendir. Ayşe kilimci ceviz ağacının hayat tanığı olarak tanımlamıştı kitapta. Bende cevizi baklavanın vazgeçilmezi olarak görürüm.”

Şule KERECİ

 

“Yani ne diyeyim hiç meyveleri böyle düşünmemiştim resmen meyvelerin anlatacak hikayeleri var.”

Tuğba ÖZTÜRK

 

“Terk-i diyar eden mis kokulu Osmanlı çileğimiz. Toprağı gördüğü anda yayılıp gidiyor. Toprakla çok yakın olduğundan kumlanmasın diye toprakla arasına siyah naylon seriyorlarmış. Hem kumlanmıyor hem de toplaması çok daha kolay oluyormuş. Demir, fosfat, potasyum, kalsiyum ve A’dan E’ye bütün vitaminler. Hepsi bu çillide.”

Sinem SARİAL

 

“Örneğin; Hz. Havva’nın cennetteyken Hz. Âdem ile birlikte yasak olan elmayı yiyerek cennetten kovulmaları, pamuk prenses masalında cadının prensese elma uzatarak onu ömür boyu bir uykuya hapsetmek istemesinden yola çıkarak yazarın elmayı günahkâr elma olarak adlandırması buradan geliyormuş.”

Sema BAYTAR

 

“… aralarda önemli kişilerin sözlerini de belirtmesi ayrı bir hava katmış ve kitabı daha ilgi çekici hale getirmiştir…”

Sedanur BUDAK

 

“Yazar kitabında meyvelere farklı bir bakış açısı ile bakmış. Bazı meyveleri kişiselleştirmiş. Onlara değer katmış.”

Samet EMİNOĞLU

 

“… bizim gibi aşçılık mesleği ile uğraşanlar için önemli bilgiler içeriyor.”

Uğur ASLAN

 

“‘İki Gözüm Üzüm’ güzel bir bölüm başlığı… Hem üzümle alakalı anılarını anlatıyordu hem de kendi tecrübelerini anlatıyordu. Her bölümde farklı bir meyve, farklı olaylar ve tarif sayılacak anlatımlar vardı kitabın içinde.”

Zeynep AYTEN

 

Ayşe Kilimci

2009

Fettan vişne, günahkâr elma

İstanbul: Oğlak Yayınları

111 sayfa

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Uluslararası Doğrama Şekilleri, Usûller ve Özellikleri

Bir Aşçının Temel Özellikleri

Geleneksel Mutfak Ekibi