Nar Çorbası
Sevgili
dostlar, bu dönem Aşçılık Programı’ndaki değerli öğrencilerim Marsha Mehran’ın Nar Çorbası isimli romanını okudular.
Tahran
doğumlu olan Mehran 36 yıllık kısa ömründe dikkate değer ve haliyle birçok dile
tercüme edilmiş eserler yazmış. İlham, cesaret verici bir yaşamı var. İran’dan
İrlanda’ya farklı ülkelerde enteresan denilebilecek işler yaparak hayatını
idame etmiş ve yalnız bir şekilde hayata gözlerini yummuş. Rahmet ile anıyoruz…
Eserin
orijinal adı Pomegranate Soup ve
İngiltere’de basılmış. Türkiye’de ise Nejla Özgür Şeker’in çevirisi ile Ruhun
Gıdası Kitaplar sayesinde bizlerle buluştu.
Lafı
uzatmadan öğrencilerimin yazılarından minik alıntılar yapıyorum ve tabii ki
okumanızı tavsiye ediyorum.
Lezzetler!...
“Ballinacroagh’a
yerleşen Aminpour kardeşler yurdundan göçmek zorunda kalıp gurbet ellerde ‘boyun
eğme’, ‘vazgeçme’ gibi davranışlar göstermeyip aksine, mutluluğu arama yolunda
cesur ve güçlü hareket ettiklerini gösteren bir roman.”
Ahmet
BERK
“...Hepsi.
Hatta o kadar ki o zalim adamın Bahar’a yaptıkları ve sonra ablasının onu
kurtarma sahnesinde gerçekten yaşadım gibi gözümün önüne geldi ve kalbim dışarı
fırlayacak gibi oldu.”
Ahmet
DEMİR
“Aşırı
melankoli nöbetleri geçiren sard kişilere sıcak yani garm yemekler tavsiye
edilir. (Dana, maş fasulyesi, karanfil ve incir) ruh halini düzeltmek ve
tutkuları harekete geçirmek için faydalıdır.”
Ali
Murat SOYLU
“Gün geçtikçe kafeden çıkan eşsiz kokular milleti çekmeyi başarmış ve gün
geçtikçe bu sayı artmıştı.”
Alihan
ER
“İran’da Marjan’ın sevgilisi Ali yüzünden
uğradığı taciz ve işkence, Layla’nın bir çocuk olarak erken yaşta olgunlaşmak
zorunda kalması, Baharın Hossein yüzünden yaşadığı korkular ve karakterini sert
ve içe kapanık olarak etkilenmesi anlatılıyor.”
Anıl
YILDIZ
“İran
mutfağının Osmanlı mutfağı gibi zengin baharat ve kokularla süslenmiş olduğunu
gördüm. Ayrıca adını bile duymadığım yemekler daha da merak uyandırdı bende.
Anlatış şeklinden olsa gerek; bilmediğim, daha önce tatmadığım bir lezzet hiç
bu kadar merak uyandırmamıştı.”
Barış
EKER
“Eski örf ve adetlerini uygulayarak azmi ve
çalışkanlığı da temsil ediyor. Açıkçası bu kitabı okurken hayatım ve kitapla
ilgili karşılaştırmalar yaptım. Bu kitap sayesinde kendimin tekrar mutfağın
albenisine ve sevgisine kaptırdım. Hayatıma çıkan onca engele rağmen tökezlememeyi
feyz aldım ve yol bildim.”
Betül
AKDEMİR
“Babylon
kafenin baharın ilk günündeki açılışı Marjan’ın umduğu kadar güzel olmaması ne
kadar kötü hissettirse de ilk müşterinin de papaz olması çok ilginçti.”
Beyza
EMİR
“Hem vatan hasretlerini yemeklerine yansıtmak hem de birçok laf-söze aldırış
etmeden; insanlara karşı dimdik ayakta durup hayatlarını idame ettirmek. İşte
hep deriz ya insanların doğduğu yer değil doyduğu yer diye.”
Bilge
Nur ÖZBAY
“Kitapta Marjan kadar dirençli ve umut dolu
olmayı, Layla gibi toy ve deli dolu olmayı, Bahar gibi yaşadıklarından dolayı
içine kapalı ama derinlerde baş kaldırmayı, cesareti kendinde bulan kadınların
hikayesini gördüm. Kitabın ön sayfalarında ki Marsha Mehran’ın biyografisini
okuduğumda, kendi hayatından birçok iz taşıdığını fark ettim.”
Burçin
VARAL
“Özellikle en ilgi çekici olan nar çorbası, çünkü hayatımda ilk defa nardan
çorba yapıldığını öğrendim ve ben de merak uyandırdığı için en kısa zamanda nar
çorbasını yapmayı deneyeceğim.”
Burhan
IŞIK
“Gerçekten de ağız sulandıran kokularla dolu, yürekleri
ısıtan eğlenceli bir aşk, dostluk ve yemek hikayesi...”
Cem ÇELİK
“…tarifler barındıran
kitap, aslında bize her konuda her mutfaktan ufak bilgiler verdiği gibi, fikir
sahibi olmamızı da sağlıyor.”
Çağan TOSİK
“Kitabı okudukça aslında imkânsız
diye bir kavramın sadece insanların bir kaçış yolu olarak gördüğünü fark ettim.
Marsha Mehran’ın hayal dünyasında kurduğu şehrin aslında otobiyografisinin bir
parçası olduğunu bilmek bu düşüncemi sağlam kıldı.”
Çiğdem AYÖZEN
“Bir dersimizde yiyeceklerimizin aslında bizim ilacımız olduğundan
bahsetmiştik. Bunun en güzel örneği de ‘Migren baş ağrısı için ilaç’ tarifinde
görmek çok mümkün. Kültürlerin hep birbirinden etkilendiğini ise bolca safran
kullanımında gördüm. Bizim de Osmanlı kültürümüzde safranın büyük rol
oynadığını biliyorum.”
Eda ARIKAN
“Duyguları ifade edebilecek kolay
cümleler bulmak zordur. Fakat romanda duyguları aktarmak için ustaca cümleler
kurulmuş. Yine duyguların, baharatların ve yemeklerin ağızda bıraktığı tatla
bağ kurdurularak anlatılması ustaca. Birçok şair ve yazarın aşkı tarifini
okumuştum fakat aşkın yemek tarifiyle tarifini okumamıştım.”
Fatma ERCAN
“… kitapta baharatların insanlar
üzerindeki etkilerinden fazlaca bahsedilmiştir. Ayrıca kitapta küçük küçük
bilgilerde verilmiştir. Örneğin; gül suyunu ilk olarak İbni Sina’nın
bulduğundan, çörek otunun yakıcı olduğundan ve hamileler tarafından
kullanılmasının doğru olmadığından erken doğuma neden olabileceğinden
bahsedilmiştir.”
Filiz YAMAN
“Google
' da Marsha Mehran' ın hayatını incelemek istedim fakat detaylı bir sonuç
bulamadım. Erken ölmüş ve başarılı bir yazar olduğunu söyleyen yorumların
sayısı fazla. Bu kitabıyla değerlendirirsem çok iyi yazılmış diyemem. Kitabın
hikayesi güzel fakat biraz karmaşık anlatılmış.”
Furkan YAVUZ
“Aslında
hepimiz ilk önce kendi evimizde pişen yemekleri tanırız ve severiz, başka bir
yerde aynı yemekleri yediğimizde evimizdekiyle kıyaslarız ve tanıdık bir lezzet
aramaya çalışırız. Bu bazen bir koku bazen bir tat olur. Bizi çok uzakta da
olsak alır ve kendi memleketimize götürür. Marjan bunu her gittiği
yerde oluşturduğu yeşillik bahçeleriyle mümkün kılmıştı. O, küçük İrlanda
kasabasına yepyeni lezzetler, renkler ve güzel kokular getirmeyi sağladı.”
Gülnihal YEŞİLIRMAK
“İçerisindeki
yemek tarifleri ise her yaştan her gruptan insanın anlayacağı bir şekilde
yazılmış güzel tarifler vererek okuyucuya bu yönden de yeni bilgiler
katmaktadır.”
Gülsüm BOZDEMİR
“Kitabın beğendiğim yanı hem kurgu var hem tarifi
veriyor yani bu ikisini birleştirmesi güzel. Beğenmediğim yanıysa bazen çok
dramatik olabiliyor ve anlatım çok fazla betimleme içeriyor ve sıkıcılaşıyor.”
Halenur BAHAR
“Kitap yemek
ve hayatın zorluklarını yenmeye çalışan insanların başarı öykülerini okumayı
seven kişiler için okumaya değer.”
Halis AVAN
“Marjan ve kardeşlerinin İran’da devrimin
getirdiği sıkıntılardan etkilendiği, Marjanın kardeşlerine sahip çıktığı,
İran’dan kaçarak İrlanda’ya sığındıklarını görüyoruz. İki kültür arasında
bocalayan ve zamanla alışarak yaşam mücadelesi veren kardeşler bizlere aslında imkânsız
gibi görünen olayların mücadele edilerek başarıldığını göstermiş oldular.”
Hasan GÜRSOY
“Bu üç kardeş göç ettikten sonra sadece bir dükkân açmakla kalmıyorlar; aşk, başarı, dostluk gibi pek çok sıcak olaylarla içimizi ısıtıyor.”
Hilal KURTOĞLU
“Bu üç kardeş göç ettikten sonra sadece bir dükkân açmakla kalmıyorlar; aşk, başarı, dostluk gibi pek çok sıcak olaylarla içimizi ısıtıyor.”
Hilal KURTOĞLU
“Kitap
mesleğimiz açısından bize yararlı, tarifleri ilgi çekici ve ekstra bilgiler
öğrenmek bize çok şey kattı ama anlatımda sıkıntı olduğunu düşünüyorum. Fazlaca
betimleme olduğundan kitabı okumamız zorlaşıyor. Defalarca bıraktım yeniden
aldım. Bu sıkıntının çeviriden dolayı olduğunu da düşünebiliriz.”
Hümeyra ÇETİN
“Diğer göçmenlere nazaran, o üç kardeş
daha güçlü, daha azimli, daha dik başlı. Bu güçlülüklerini ilk başta zor olsa
da kendi ülkelerine özgü Abguşt, Fesencan, Torşi, Çilav gibi yemekler yaparak
koruyorlar.”
İrem ALTAN
“Romanımızda
verilen tarifler, hangi milletten olursanız olun, sizin anlayacağınız şekilde
özellikle seçilmiş. Tariflerdeki kullanılan malzemeler neredeyse bütün
Avrupa'nın, Amerika kıtasının ve Orta Asya'nın aşina olduğu malzemeler. Çoğu
tarifte ki hammaddelerimiz aynı veyahut ta birbirine yakın baharatlar, sebzeler.”
Kerem KOCAGÖZ
“Babylon Kafe sayesinde farklı dinden,
farklı kültürden, farklı etnik kökenden insanlar aynı sofrada buluşabiliyor. Böylece
İran yemeklerine farklılık katan Marjan ve kız kardeşleri sayesinde kasabanın
bakış açısı değişiyor ve gelişiyor.”
Kübra URAL
“Bahsetmek istediğim bir diğer konu ise
kitabın yanı sıra yazarın yaşamının da beni ne kadar etkilemiş olduğu. Hiçbir
zaman kendini bir yere ait hissedememiş ve kendisini sürekli bir yere ait
hissetme çabası içerisinde bulmuştur.”
Maide KİBAR
“İrlanda'da bir kasabada bu üç kardeş
Babylon Cafe’yi açıyor. Buradaki yapılan yemeklerle insanların hayatını
renklendiriyorlar. İran mutfağının yemeklerini yapan kardeşler tarhun, kakule, tarçın
vb. baharatlarla yaptıkları yemeğin kokusu tüm kasabaya yayılıyor Mcguard
isimli bir pub sahibi Babylon Cafenin kapanması için türlü şeyler yapıyor
başarılı olamıyor sonrasında pub sahibinin küçük oğlu Layla’ya âşık oluyor.”
Mehmet ERKAN
“İrlandaya ilk
geldiklerinde bay ve bayan Esteller sayesinde dükkanlarını kiralamış, eski olan
dükkanı çok güzel bir kafe haline getirebilmişlerdi. Bunu yapmada Baharın çok
katkıları olmuştu.”
Mehmet Halil GÖL
“Sadece
zekice yazılmış bir kitaptan ziyade; öğretici, eğitici, betimleyici unsurlara
yer verilmiş, birçok duyguyu kabartan bir kitap. Öyle ki, ortalarına geldiğimde
aşçı sıfatıma ek olarak bir parfüm ustası olmak istediğimi hatırlıyorum. Zira
adı geçen baharatlar, kokular; okuyucuyu mistik bir ortama atıyor.”
Mehmet YEŞİL
“Bu yüzden her insan, özellikle de
aşçılar üretici olmalıdır. Kız kardeşler gibi bulamadıkları baharatları,
ürünleri vs. üretmeli, yaptığı işin en iyisini ortaya koymak için
çabalamalıdır. Bu romanda beni şaşırtan bir olay vardır. Bu olay kızların
baharatlara bu kadar hâkim olmaları, hangi baharatın ne için faydalı ne için
zararlı olduğunu bilmeleridir.”
Melih KÜÇÜK
“Baharatlar çok ilgimi çekti. Zahter
mesela daha önce duymadığım bir baharattı ve nasıl bir şey olduğunu merak
etmiştim. Şansıma ertesi gün mutfak dersinde baharat raflarını düzelttim ve
zahteri gördüm. Kokusu, görünüşü incelemeye fırsatım oldu. Ama kitapta
görmeseydim özellikle incelemezdim.”
Merve AYDOĞDU
“Kendi okuduğumuz bölüm olan
Gastronomi/Aşçılık açısından bakar isek adeta yemekler ve yemek kültürü
sayesinde hayata tutunmanın örneğini görebilir; yemeğin, yemek kültürünün
önemini kavrayabilir, sevginin, çalışkanlığın ve her ne zorluk olursa olsun
asla pes etmeden sabırla çabalamanın da en kritik nokta olduğunu
irdeleyebiliriz.”
Muhammed ACAR
“Esasında kendi adıma konuşmak
gerekirse bizim bile her gün evimizde pişen, annelerimizin bize ilk verdiği
yemeklerin bile çok değişik malzeme ve pişirme teknikleri ile daha farklı bir
lezzetin kapısını açtığını gördüm. Örnek vermek gerekirse sarmanın fırında
pişmesi ve ayrana soda katılması.”
Necmi YÜZGÜLEÇ
“Kitap kadar Marsha Mehran'nın hayatı da
çok ilgi çekici, yaşamı boyunca yerleşim zorluğu çekmiştir. İran'dan kaçtıktan
sonra birçok yerde yaşamıştır. Mülteci hayatı yaşayan Marsha Mehran psikolojik
sıkıntılar çekmiştir. Normalde 7 kitaplık bir seri olacak iken ikinci kitabının
yarısında vefat etmiştir. Çok genç yaşta 36 yaşında vefat etmiştir.”
Oğuzhan GÜZELKAN
“…yüze yakın İran vatandaşının polis
kurşunlarının hedefinde kalarak can verdiği Kara Cuma’nın, Ayetullah Humeyni’nin
on altı yıllık sürgünden sonra Tahran’a dönüşünün ve tüm bunlar yaşanırken Aminpour
kardeşlerin Ortadoğu’nun yakıcı cehenneminden kaçarak geldikleri mitoloji ve
efsaneler ülkesi İrlanda’da hayata yeniden tutunma çabalarının hikayesidir.”
Özlem VAROL
“Fakat bu üç kız kardeş yaşadıkları
zorluklara boyun eğip başlarına gelen olayları kabullenip bir kenara çekilmek
yerine asla vazgeçmeyip yaşanan acı ve zorluklarla mücadele etmeyi öğrenip
kendilerine yeni bir hayat kuruyorlar. Tabi geldikleri kasabada onları yeni
zorluklar bekliyordu. Kocasını, çocuklarını sakınan eş ve anneler,
dedikodularını yapan kötü insanlar, açtıkları kafeyi engellemek isteyen bir bar
sahibi ve daha nice durumlar.”
Rabia YAVAŞ
“Marjanın şu sözleri ile bitirmek istiyorum. ‘Siz
isteseniz de istemeseniz de hayat sizinle yada sizsiz devam edecektir;başka
birbirinin arka bahçesinde sonsuza dek çiçek açarak , başka bir tencere dolusu
nar çorbasına lezzet vererek.’”
Rahim YAHYAOĞLU
“Zorluklarla
başa çıkmayı öğrendiler. Onların hikayesiyle bizede öğrettiler.İç ısıtan ve
bizi de yeni yemek kültürleriyle tanıştıran güzel bir kitaptı.”
Selen ASLANTÜRK
“Ülkelerinden kaçıp hiç bilmedikleri
bir yerde hayata tutunurken ülkelerinin mutfak kültürlerinden destek alıyorlar.
Kendi geleneklerine sahip çıkıyorlar. Yaptıkları yemeklerle hem para kazanıp
hem de ülkelerine olan özlemlerini bir nebze de olsa dindirebiliyorlar.”
Sema
KAYA
“Bu
üç kız kardeşe baktığımda gözümde oluşan ilk resim ben ve kardeşlerim oluyor
nedense. Hikayeyi okumaya başladığımdan bu yana sanki hikayenin ana
karakterleri bizmişiz gibi hissetmeme neden oldu bu benzerlik.”
Sevim
DURU
“Marjan, Bahar ve Layla gerçekten
istemiş, çabalamış, belli başlı zorlukların üstesinden gelip emeklerinin
karşılığı almışlardır. Bunca yaşanılan olaya rağmen kendi ayakları üstünde
durabilmiş olmaları gerçekten çok takdir edilesi bir durumdur.”
Sultan
ATMAN
“Kitap ilerledikçe daha da zevkli hale
geldiği için daha hızlı ve daha çok okumaya başladım ve 3 günde kitabı
bitirdiğimi fark ettim. Marsha Mehran bu kitabı o kadar sıcak ve içten yazmış
ki İran devriminde yaşadıkları birçok acı dolu olayı işlerken, bir yandan da
hayata tutunma çabasını işliyor ve okura geçiriyor.”
Volkan
İNCE
“Yaklaşık yedi yıl Londra’da kaldıktan sonra İrlanda’nın Ballinacroagh
kasabasına geliyorlar. Kasaba’nın merkezine İran yemeklerini yapabilecekleri
bir kafe açmak istiyorlar.”
Yasin
ÖZMEN
Yorumlar
Yorum Gönder
Yorumunuz için teşekkürler...