Kitap (Tiyatro): Mutfak
Sevgili okuyucular, bilenler bilirler;
mümkün olduğunca alanımla alakalı yeni eserleri takip etmeye, okumaya,
incelemeye ve notlar almaya çalışırım. Nitekim bu bahar döneminde de dikkatimi
çekenleri satın almış, boş vakitlerimde okumak üzere sınıflamıştım. Haziran ve
Temmuz aylarında da fırsat bu fırsat hepsini elden geçirdim...
Bu yazıda sizlere tanıtacağım eser, işte
bu dönemde elden geçirdiklerimden ve zevkle okuduklarımdan bir tanesi. Eserin
adı “Mutfak”, yazarı “Murathan Mungan” ve yayıncısı ise Metis Yayıncılık[1]. Bu
zamana kadar yeme içmeyle ilgili farklı temalarda ve tekniklerde birçok eser
okudum. Ancak bu eser sayesinde, ilk defa mutfak mekânlı bir tiyatro oyunu
okudum. Umarım sahnelenmesi de mümkün olur ve hep birlikte izleyebiliriz…
Bir lokmada okunan kitapta; Murathan Mungan belirli bunalımları atlatmış ve birçok insan için farklı yaşamları olan
dört girişimci kadının ve çevresindekilerin yaşadıklarını zihnimizde
canlandırıyor. Bu dört kadın, dost ve akrabalarının da etki-tepkileriyle ufak
bir lokanta açıyorlar. Ve bu mutfak içerisinde toplumsal algılar, anlayışlar ve
anlayışsızlıklar bambaşka bir paradigmadan aktarılıyor…
Çok detaylara girerek merakınızı
zedelemek istemiyorum. Her zamanki gibi bazı alıntılar yaparak lezzetler
diliyorum!...
“Oyun boyuncu bu mutfakta gerçek ateşte
gerçek yemekler pişirilir, musluklardan gerçek su akar, ocaklarda gerçek buhar
tüter. Kadınlar gerçekten terler.” (s. 10)
“Her yerde aynı tür yiyecekler
satılıyor. Biz farklı tatlar, değişik lezzetler sunmak istiyoruz. Başka yerde
kolay bulamayacakları cinsten yemekler… Hazırlaması zahmetli olan emek
isteyen…” (s. 18)
“Hayatın kadınları tıktığı yerden,
mutfaktan başlayacaktık işe.” (s. 20)
“Çocukluğumdan beri mutfak demek, kuzine
demektir benim için.” (s. 22)
“…, bu senin ateşle imtihanın,” (s. 25)
“Sırf ölüm var diye her şeyi fazla
ciddiye alıyoruz.” (s. 45)
“…, kalbiniz kin bağlamasın diye
aklınızdan uzak tutmanız gerekir kötü hatıraları. Yoksa yaşayamazsınız.” (s.
75)
“İnsanı asıl ne mutlu ediyor biliyor
musunuz? Gerçekten yemekten anlayan birilerinin sizi takdir etmesi.” (s. 81)
“Ee, bu vanilya kokusu koskoca Marcel
Proust’a kaç cilt roman yazdırmış, boru mu?” (93)
Yorumlar
Yorum Gönder
Yorumunuz için teşekkürler...