Mutfak Sırları: Aşçılık Dünyasından Mahrem Maceralar
2011-2012
güz döneminde, Uludağ Üniversitesi, aşçılık programı öğrencilerimiz serbest
zamanlarında; Anthony Bourdain’in yazmış olduğu, İngilizce aslından* Dost Körpe
tarafınca çevrilen ve Oğlak Yayın’da basılan “Mutfak Sırları: AşçılıkDünyasından Mahrem Maceralar”ı okudular. Mesleki bakış açılarını oldukça
değiştiren bu kitap hakkında, değerlendirme/tanıtım yazıları yazdılar; tamamını
burada yayınlamak mümkün değil ancak bazı alıntıları sıralamanın hoşunuza
gideceğini düşünüyorum. Lezzetler!
“Anthony
Bourdain kitabında 25 yıllık mutfak serüvenine değiniyor. Yazar kendi mutfağındaki
olayları, mutfak hakkındaki bilgilerini hem iğneleyici, hem de komik bir dille
anlatıyor. Bourdain ilk yediği istiridyeden ilk içtiği soğuk çorbaya, yemek
yeme ve içme alışkanlıklarını değiştirdiğini anlatıyor.” (Doğan Gönener)
“Anthony
Bourdain Mutfak Sırları adlı kitabında 25 yıllık birikimini bizlerle
paylaşmıştır. Mutfakta nasıl davranılması gerektiğini, bir aşçıda bulunması
gerekenleri, yiyeceğin yalnızca insanın karnı acıkınca yediği bir madde
olmadığını, mutfak kapılarının ardında hangi insanların çalıştığını, aşçılığın
bir tutarlılık işi olduğunu, restoranlarda dönen küçük oyunları, hangi
yemeklerin ne zaman tüketilmesi gerektiğini ve o malzemelerin hangi koşullarda
saklandığını, haftanın bazı günlerinde menüye eklenen yemeklerin neden
tüketilmemesi gerektiğini bizlerle paylaşmıştır.” (Volkan Kızıltepe)
“Anne
ve babası gurme olan, bir kardeşi bulunan Anthony, anne ve babasıyla gittikleri
her yerde onların tersine fast food yiyen yaramaz çocuklardır. Bu nedenle bir yemekte
ailesi Anthony ve kardeşini arabada kilitlerler. Anthony o zaman yemeğin
önemini anlar.” (Ayşegül Kayhan)
“Anthony
düşünmeye başlar; bunlar saatlerdir yiyip içiyorlar nedir böylesine vazgeçilmez
olan şey, bir türlü anlam veremez. Ama zamanla, yemeğin insan hayatında ne
kadar önemli bir yeri olduğunu kavrar.” (Halil Engin)
“Fransa’da
değişik yerler görüyor, ilginç yemekler tadıyordu. Başıboş gezerken arkadaşının
yardımıyla bulaşıkçı olarak bir restoranda iş bulmuştu. Pek sevmese de paraya
ihtiyacı vardı. Git gide alışmıştı. İşlerini çabucak bitiriyor ve diğer
çalışanlara yardım ediyordu. Bulaşıkçı olarak girdiği restoranda kademesi
artmış en sonunda fırında çalışıyordu. Artık her şeyi öğrenmişti ve bununla
ilgili okumaya karar verdi. New York’ta CIA’e kaydoldu.” (Elif Dilekli)
“Anthony
Bourdain, bu meslekte bulaşıkçı, yamak, kızartmacı, ızgaracı, sosçu, aşçı ve
şef olarak birçok alanda çalışmış, öğrenmiş ve görmüş biridir. Çünkü bildiği
tek hayat tarzının bu olduğunu dile getiriyor.” (Neslihan Nayır)
“Aşçılık
mesleğine ilk adımı arkadaşı sayesinde bir restorana bulaşıkçı olarak girmekti.
Tencere tava ovuyor, tabak siliyor vs. Her ne kadar en başta bu iş hoşuna
gitmese de, mutfağın bilinmeyen sırlarını çözmeye başladıkça yaptığı işten zevk
alıyor, işini erken bitiriyor ve diğer bölümlere yardım ediyordu.” (Tuğba
Büyükyavuz)
“Aşçılık
hayatına ilk olarak bulaşıkçılık yaparak başlar. Bir müddet sonra yamak olarak
devam eder. P. Town’da yaşadığı bir olay sonucunda CIA’de okumaya karar verir. Buradan
mezun olduktan sonra New York’ta birçok işletmede çalışır. Genç yaşta şeflik
teklifi alır ve bunu kabul eder.” (Ramazan Aydın)
“Bu
kitap mutfağın içindeki gizli sırlara, restoran dünyasına, şef olmak için
gerekli niteliklere ilginç bir anlatımla değiniyor.” (Hatice Merve Yücel)
“Ona
kendi tarzını kazandıran, kendi şeflerinin yeteneklerini, görünüşlerini,
kimlerin nasıl çalıştığını en ince noktasına kadar anlatmaktadır.” (Ruşan
Çelik)
“Anthony
çok fazla yerde değişik mevkilerde çalışmıştır. Fakat uyuşturucu ve alkol
bağımlılığı sebebiyle bir müddet istediği başarıyı yakalayamamıştır. Ancak
olumsuzluklardan uzaklaşmayı bilerek azmetmiş ve işini sevmiştir.” (Anıl
Kurnaz)
“Sıfırdan
başladığı mutfak hayatında büyük yerlere, mevkilere gelmeyi kafasını koymuştu.”
(Mustafa Metin)
“Birçok
restorana girer çıkar. Bu arada bölgenin en iyi aşçılık okulu olan CIA’i
kazanır ve eğitim alır. Kendini azarlayanlara ve dalga geçenlere günün birinde her
şeyi biliyor olarak ve elleri o hali almış bir şekilde çıkmayı planlar. Mezun olduktan
sonra birçok işletmede çalışır, farklı yemekler öğrenir. Mutfakta ne gibi işler
dönüyor, nasıl bir işleyiş var, bunları takip eder.” (Zeynep Cof)
“CIA’de
tanıştığı ve hayatını değiştiren kişilerden birisi de koca ayaktır. Koca ayak
eski basketbol oyuncusudur. Bir balıktan kaç fileto çıkacağını iyi bilir. Girişken,
uyumlu, zeki, huysuz, kabadayı, sadık ve azimli biridir. Anthony koca ayağın
yanında çalışmaya başlamadan önce mesleğindeki kariyerinden brunch yapmaya
düşmüştü ve kötü dönemler geçiriyordu. Koca ayağın yanında işe girdiğinde
hayatı yeniden düzene girmişti. Onun yanında çalışan birisi her işi yapmak
zorundaydı. Lavabo açmaktan tutunda kanalizasyon borusu temizlemeye, tuvalet
temizliği yapmaya kadar.” (Sevinç Sarıcı)
“Birçok
ders aldı, birçok şeften eğitim aldı ama unutamadığı şeflerden biride eminim
şef Bernard’dı. Şef Bernard Fransız olan korkunç bir kişiydi. Ağzı bozuk,
hakareti seven biriydi. Şef Bernard’ın yaptığı sufle besbelli herkesi zorlamıştı.
Kimileri üç dk geçmeden şef Bernard’ın hakaretlerine dayanamayıp ağlarken sıra
Anthony’e geldiğinde tam tersi olmuştu. Anthony, şef Bernard’ın söylediği her
hakarete gülmüştü. Hem şef Bernard’ı ters köşeye yatırıp gözüne girmiş, hem de
diğerlerinin gözünde değeri artmıştı.” (Fatmagül Erdem)
“En
sonunda istediği yere gelmiştir ve bir şef olmuştur. Bir şefin neler yapması ve
yapmaması gerektiğini; bir restoranın kalitesini, ürünlerin, sosların
tazeliğini anlamamız için gereken bilgileri bizlerle paylaşmıştır.” (Furkan
Güçler)
“İlk
başlarda her ne kadar sinir olsa da daha sonra yemek yeme sanatının ne kadar
önemli olduğunu anlamıştır.” (Osman Gök)
“Sipariş
ettiği malzemeler geldiğinde istedikleri gibi değilse indirip geri yollardı, bu
yüzden huysuzdu.” (Ferhat Karakuş)
“Anthony
aşçıları üç kısıma ayırrır. Birincisi sanatçılardır. Bunlar sinir bozucu ve pahalı
bir azınlıktır. Şef yardımcıları, muhteşem soslar yapabildikleri için kendini
beğenmişliğe göz yumulan uzmanlardır. İkincisi sürgünlerdir. Bunlar başka
işlerde çalışmayan, insanlar arasına karışmayan, kravat takmayan, fabrikada 2
bin dolara çalışmaktansa aşçılığı yeğleyen göçmenlerdir. Üçüncüsü ise kiralık
askerlerdir. Bunlar aşçılığı para için ve iyi yapan askerlerdir. Yemek yapmayı
sevmeseler de bu konuda yetenekli oldukları, iyi para aldıkları için güzel
yemekler yapabilirler. Profesyoneller gibi yemek yapmak istiyorsanız önce bir
aşçı bıçağına ihtiyacınız var…” (Fatma Güngör)
“Anthony
yemeğin sadece karın doyurmak olmadığını ilk kez ilkokul yıllarında ailesiyle
birlikte Avrupa’ya gittiklerinde, bir restoranda içtiği Vichyssoive adlı soğuk
çorbayla anlamıştır. Bu olaydan sonra gurme olmayı kafaya koyar.” (Emrah Işık)
“Aslında
Anthony Bourdain, yazdığı olağan üstü kitapta aşçının sahip olması gereken
özellikleri, mesleki bilgileri, kıstasları; bir aşçının, bir yöneticinin
çalışanlarına nasıl davranması gerektiğini anlatmaktadır.” (Sebahattin Doruk)
“Bu
kitapta Anthony Bourdain sayesinde; geçmişten günümüze kadar ilginç ama bir o
kadar da başarılı şefleri, yemekleri, şık restoranları ve başarılı başarısız
kargaşalı mekânları okuyabilirsiniz…” (Neslihan Nayır)
“Bu
kitap sayesinde Anthony’nin gerçek şef dediği insanları, ilkelerini, mutfak
kültürlerini, çalışan ve ilişkilerini, mutfak içindeki gerçek muhabbetleri,
şakaları, enfes yemekleri, şefliği ve yapılması gerekenleri, mutfağa sahip
olmanın verdiği hazzı, sorumluluğu ve daha bir sürü sırrına sahip
olabilirsiniz.” (İsmail Demirel)
“Kitabını
yazarken, yeni yetişen şeflere hep tavsiyelerde bulunmuştur. Çalışma hayatının
zorluklarını, mutfak içinde dönen oyunları ve karşımıza çıkacak insanları
anlatmak istemiştir.” (Selâhattin Burak Aydınlı)
“Aşçılara
öneriler:
1. Kendinizi tamamen adayın
2. İspanyolca öğrenin
3. Hırsızlık yapmayın
4. İşe asla gecikmeyin
5. Asla bahane bulmayın ya da
başkalarını suçlamayın
6. Hastasınız diye işe gitmemezlik
yapmayın
7. Tembel, yavaş ve gevşek olmayın
8. Her türlü salaklığa ve adaletsizliğe
tanık olamaya hazır olun
9. En kötü ihtimale hazır olun
10. Yalan söylememeye çalışın
11. Kapısında sahibinin adı yazılı
restoranlardan uzak durun
12. CV’nizi düşünün!
13. Okuyun!” (Özden Yurdakoş)
Yorumlar
Yorum Gönder
Yorumunuz için teşekkürler...