Son Çinli Şef
Nicole Mones’un[1]
aşk/macera türünde olan “Son Çinli Şef” adlı romanı, İngilizce aslından Berna
Yılmazcan tarafından çevrilerek, Doğan Kitap’ta 2008 yılında basılmış. Benim
okuyabilmem de 2011’leri bulmuş; 3 yılcık, hemen okuyuvermişim.
Her neyse şaka bir
yana, kitap gerçekten oldukça sürükleyici ve bir başlanınca ardındaki bölümler
merak edilerek hızlı bir şekilde okunuyor. Kitap okumada merak iyi bir etken
fakat bu kitapta yemekte var, aşta var, âdette var, kurgu da… Haliyle yeme-içme
eksenli hârika bir roman olduğunu söylemek için başka bir şeye ihtiyaç
duyulmuyor.
Kitabın örgüsüne
gelince; bir dergide yemek yazarı olan Maggie’nin eşi Matt beklenmedik bir kaza
ile ölür. Maggie biricik aşkının yitkinliğiyle üzüntüye boğulur. Bunun üzerine
de eşinin sahibi olduğu hukuk firmasının Çin ofisinden şok edici bir haber
alır. Çok sevdiği rahmetli eşi Matt’in Çinli bir kadından çocuk sahibi olduğu
iddia edilmektedir. Ve çocuğun vasileri babalık, dolayısıyla miras davası
açmaktadır.
Maggie editöründen
izin alarak apar topar Çin’e gider. Tabi editörü ondan, gitmişken Pekin’de
bulunan ünlü bir şef hakkında yazı yazmasını istemiştir. Son Çinli Şef’in
yazarı’nın torunu ve babası da dahil şefleriyle ünlü Liang sülalesinden olan Sam;
Maggie için etkileyici ve hoş bir deneyim olur. Öyle ki kitabın sonunda Sam’in
şirin amcalarının ısrarlı sorularına “evet geri döneceğim” cevabını verir…
Kitap ayrıca aşağıdaki
alıntılarda olduğu gibi didaktik ögeler de barındırdığından meslek ilgililerine
ilham verici nitelikte taşımakta…
“Ama öyle lezzetli
yemekler yaparmış ki, İmparator onu Başbakan olarak görevlendirmiş. Çünkü
imparator, üçayaklı bir aletin üzerinde duran tencerelerin gizemlerini bu kadar
iyi düzenleyebilen birinin devlet işlerini yürütüp, müttefiklerini idare
edebileceğini kuşkusuz biliyordu. Bu hanedanlık altı yüz otuz sekiz yıl ayakta
kalmıştır.”
“Mönü[2],
yemeğin yapısını ayakta tutar, yemeğin ana konusu ve havasını barındırır.
Yemeğin ana konusu nükteli ya da nostaljik, edebi ya da yöresel olabilir. Ana
konu yemeğin içinde bir müzik notası gibi gelişir.”
[1]
“Lost in Translation” kitabının yazarı.
[2]
Doğrusu “menü”dür. Bknz: TDK. (2006). Menü.
http://tdk.org.tr/TR/Genel/SozBul.aspx?F6E10F8892433CFFAAF6AA849816B2EF4376734BED947CDE&Kelime=men%c3%bc,
Erişim Tarihi: 11.07.2011.
Yorumlar
Yorum Gönder
Yorumunuz için teşekkürler...