Nevin Halıcı’ya 3 Soru
Sevgili dostlar; bugün sorularımızı,
Türk mutfağı deyince uluslararası düzeyde sözü geçen; Türkçe, İngilizce, Almanca
mutfak kültürü ve yemek kitapları basılan; Saqi Books tarafınca yayınlanan
“Sufi Cuisine[i]”
isimli kitabıyla Gourmand Cookbook Award [Gurmand Yemek Kitabı Ödülü] alan, çok
değerli araştırmacı ve yazar, sayın Dr. Nevin Halıcı’ya yöneltiyoruz.
1- Birçok ülkede, yeme-içme
üzerine deneyimlerde bulundunuz. Bu kapsamda ülkemizi değerlendirdiğinizde
ortaya ne gibi sonuçlar çıkıyor? Ülkemiz mutfak kültürüne pozitif katkı
sağlayacak ne gibi çalışmalar yürütülmeli? Ne gibi projeler geliştirilmeli?
Türk mutfağı
dünyanın en iyi mutfakları arasında yer almasına rağmen mutfakla ilgili
kültürel çalışmalar 1970’li yıllarda Konya Turizm Derneği’nin çalışmalarıyla
başladı. Yemek yarışmalarıyla başlayan çalışmalar 1980 yılında “Geleneksel Türk Yemekleri ve Beslenme
Sempozyumu” ve 1986-1994 yıllarında uluslararası alanda üst düzey yabancı uzmanların
katılımıyla uluslararası kongreler haline dönüştü. Feyzi Halıcı önderliğinde
gerçekleştirilen bu kongreler yabancılara ilk açılım olarak
değerlendirilebilir. Ayrıca tarafımızdan hazırlanan Hadiye Fahriye’nin günümüze
uyarlanan ve Türk Mutfağı adıyla yayımlanan Türk Mutfağı’nın aslını karışıksız
veren çalışma ve yöresel mutfak derlemeleri ve tasavvuf mutfağını ele alan
Mevlevi Mutfağı da aynı şekilde ele alınabilir.
Yakın
yıllarda kitap olarak Artun Ünsal, Müjgan Uçer, Fatma Pekşen, Gonca Tokuz, Nermin
Işık, Marianne Yerasimus, Priscilla Mary Işın iyi çalışmalara imza atan kişiler
olarak görülebilir.
Uygulamada
mutfak kültürünü en bilinçli şekilde veren Musa Dağdeviren’dir. Dağdeviren
ayrıca çıkardığı “Yemek ve Kültür” adlı mükemmel dergisiyle mutfaktan aldığını
mutfağa veren bir mutfak gönüllüsü olma özelliğini de taşımaktadır.
Bu güne gelince
mutfak kültürü konusu artık kişisel çabalarla değil, Kültür ve Turizm Bakanlığı
bünyesinde çok iyi uzmanlarla kurulacak bir enstitüde ele alınmalıdır. Bu
enstitü ilk olarak eski yazılı kaynaklardan yemekleri derlemeli, yöresel
mutfağı derlemeli, aşçılık geleneğinden gelen uygulamaları akademik
çalışmalarla ortaya koymalı, sonra tanıtım yoluna gitmelidir.
2-
Yeme-içme sektörüne yıllardır danışmanlıklar veriyorsunuz. Haliyle
mutfaksız bir yaşamınız olamayacağını düşünüyorum. Hem profesyonel olarak hem
de ev yaşamı gereği sürekli bir şeyler pişirmek, tatmak, üretmek halindesiniz
sanırım. Böyle bir mutfak yaşamı içersinde gözde mutfak aletleriniz var mı?
Veya mutfaktaki gizli tutkularınız? Olmazsa olmazlarınız?
Mutfakta her
alet yerine göre gereklidir, ayırım yapamayız. Mutfakta her yemeğin aslına
uygun tadını ortaya koymaya çalışırım. Kabaksa o yemekteki ana lezzet kabak
olmalıdır, patlıcansa patlıcan gibi. Günümüzde yemeklere gereğinden fazla
baharat, salça vb ekleniyor, ana maddenin lezzeti ortaya çıkamıyor. Yemeğe
eklenecek yan unsurlar ana maddeye ancak o maddenin lezzetini ortaya çıkaracak
kadar eklenmelidir. Her nimetin yeri ayrı güzeldir ama olmazsa olmazlarım süt,
yoğurt, tereyağı, zeytinyağı, sebze, meyve ve acı biberdir.
3-
Ve son olarak da gıda, aşçılık ve yemek üzerine gözde sözünüz?
Yemek her yönüyle
mutluluk, mutluluk, mutluluktur…
[i]
Bu kitap 2007 yılında “Mevlevi Mutfağı” ismi ile Metro Kültür Yayınları
tarafından Türkçeye kazandırıldı.
Yorumlar
Yorum Gönder
Yorumunuz için teşekkürler...