Metro Gastro Yetmiş Beşinci Sayı İçin Ayan Beyan Görüşlerimiz…
Ülkemizde yeme-içme yayıncılığının geçmişte çok yaygın ve profesyonel yapılmadığı bilgisiyle Metro Gastro dergisini ele almamız ve değerlendirmemiz objektif olacaktır. Tabi mukayeseye girmeden; mümkün mertebe etik kalmaya çalışarak…İlk raflara; dolayısıyla biz okuyuculara erişim başlangıcının pek de stratejik; yani uzun vadeli olacağı düşüncesinde olmayan bu yeme içme dergisinin ana teması tabiki adından da anlaşıldığı üzerine gastronomi. Yani ‘mutfak bilimi’; yani ‘iyi yeme-içme’; yani ‘mutfak kültürü’; yani ‘kültür ve yemek arasındaki bağlantı’; yani yemekle ilgili daha birçok şey…İşte gayet bu amaca uygun olarak Metro Gastro; ‘çok[i]’ değerli Nilhan ARAS editörlüğünde yola koyulur. Evet, tabiki kendisinin de kabul ettiği ve sürekli dile getirdiği şekilde ilk zamanlarda alanın profesyoneli değildir. Ancak yüksek enerjisi, araştırma hevesi, çok okuması ve haliyle güzel yazabilmesi avantajlarıyla hız alır; kotardıkça daha da iyilerini başarır.
İlk sayılarda ince bir popüler dergi olan Metro Gastro zamanla editörünün kurduğu ilişkiler ve dahil olduğu projeler ile yarı akademik bir dergi statüsüne kavuşur. Bu geçmişi bir cümlede özetliyoruz ancak gerçekten süreli yayıncılıkta baskı hacminin belli bir kısmının aksi ispatlanana kadar doğru kabul edilecek şekilde akademisyenlerce ve alan araştırmacılarınca oluşturulması; yani doğru, bir başka bakış açısıyla doğruya en yakın şekilde oluşturulması hiç de kolay iş değildir… Hele bir de bu oluşumun 81 ile yayılması; D&R gibi yaygın kitabevlerinde satılabilmesi hiç mi hiç kolay değildir…
Yazımı buradan kırpıyorum
ve devamını okumanız için sizleri Metro Gastro’nun 75. Sayısı’na (Kasım-Aralık
2014) el atmaya davet ediyorum, lezzetler!
[i]
Bu kelimeyi özellikle tırnak içine alıyorum. Çünkü o gerçekten insanları çok
çok sever; çok çok selamlar; gönülden ilişkiler kurar ve vefakârdır…
Yorumlar
Yorum Gönder
Yorumunuz için teşekkürler...